En çok ne yiyorsak o alerji yapıyor – Hürriyet

Tarım ve Orman Bakanlığı, “Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği”ni 1 Ocak 2020 itibariyle hayata geçirdi. Buna göre, artık hazır yemek hizmeti veren restoran, kantin, okul ve hastane gibi toplu tüketim yerlerindeki gıdalar için alerjen bilgileri tüketiciye afiş, yazı tahtası, menü gibi vasıtalarla zorunlu olarak tüketicilere sunulacak. Bu besinler yumurta, süt, gluten içeren tahıllar, karides gibi kabuklular, yumuşakçalar, balık, hardal, yer fıstığı, soya fasülyesi, kereviz, acı bakla ve sert kabuklu meyveler, susam tohumu ile kükürt dioksit ve sülfit içeren içecekler olarak sıralanıyor. Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği, Tarım ve Orman Bakanlığı’na başvurarak, Türk halkının en çok tükettiği bazı gıdaların da alerjenler listesine alınması gerektiğini bildirdi. Dernek Başkanı Bülent Şekerel, restoran, kantin, okul ve hastane gibi toplu tüketim yerlerindeki gıdalar için alerjen bilgilerinin tüketiciye sunulmasının, hazır ambalajlı gıdalarda ise beslenme bildirimi yapılmasının zorunlu olmasının alerjik hasta ve hasta yakınlarını rahatlatacak önemli bir uygulama olduğunu belirterek şunları söyledi:

LİSTE GÜNCELLENMELİ

“Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan ve 1000 besin alerjili çocuğun tarandığı araştırmada en sık besin alerjisine neden olan etkenlerin Türkiye’de, Avrupa Topluluğu listesinden biraz farklı olduğunu gördük. Bunlar arasında tabi ki süt, yumurta, kabuklu ağaç yemişleri (fındık, ceviz, antep, kaju, badem), susam, yer fıstığı, mercimek, kabak ve ay çekirdeği, nohut ve bezelye bulunuyor. Aancak listeye mercimek, nohut, bezelye gibi baklagillerin ve haşhaş tohumu, kabak ve ay çekirdeği gibi tohumların da eklenmesi gerekiyor. Bunun için Tarım ve Orman Bakanlığı’na eklemelerin yapılması için gerekli başvurumuzu yaptık ve olumlu yanıt aldık.

AŞÇILAR DA EĞİTİLECEK

Kişilerin alerjik şoka girmemesi için mutfakta alerjen olan ürünler için kullanılan aletlerin bile farklı olması gerekiyor. Bu nedenle aşçıların ve mutfakta çalışan tüm personelin eğitilmesi amacıyla bir proje hazırladık. Projeyi önümüzdeki günlerde Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’na sunacağız. Bu yönetmelikle artık kişi soslar da bile alerjen gıdalar olup olmadığını bilecek aksi halde hukuksal açıdan hakkını arayabilecek.”

20 YIL SONRA FARKLI ALERJENLERİ KONUŞACAĞIZ

Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği (AİD) İkinci Başkanı Prof. Dr. Can Kocabaş ise beslenme alışkanlıklarımızda son 30-40 yılda büyük değişiklikler yaşandığını belirterek, “Hem küreselleşmenin etkisi hem de ülkemizin her geçen yıl dışa daha fazla açılması ile tüketim alışkanlıklarımızı değişim yaşanıyor. Örneğin bundan 40 yıl önce kivi ile tanışmış insan sayısı sınırlı iken bugün denenmiş insan sayısı neredeyse yok gibi. Kivi, ananas, kaju, mango, lyche, pecan cevizi, kumkuat artık sofralarımızda geniş ölçüde yer buluyor. Sanırım bundan 10-20 yıl sonra daha farklı alerjileri konuşuyor olacağız” dedi.