Besin Alerjisi
Önemi ve Sıklığı: Tıp bilimi herhangi bir besin alındığında ortaya çıkan reaksiyonların tümünü “istenmeyen besin reaksiyonu” olarak tanımlamaktadır. Bu reaksiyonlar değişik mekanizmalar ile olabilir. Örneğin besinlerin içerebildiği bazı toksinlere bağlı zehirlenme, besinin içerdiği bazı farmakolojik maddelerin organizmamızda oluşturduğu reaksiyonlar (çarpıntı, kalp hızında yavaşlama gibi) şeklinde olabilir. Alerjik reaksiyonlar istenmeyen besin reaksiyonlarından sadece biridir ve toplumun %1-5’nin etkilendiği kabul edilmektedir. Oysa Türkiye çapında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda toplumun %25’inin kendilerinde besin alerjisi olduğunu ifade ettikleri görülmüştür. Bu durum birçok başka besin reaksiyonunun alerji olarak yorumlandığını düşündürmektedir. Oysa reaksiyonun nedeninin doğru anlaşılması, uygun tedavi ve izlem için çok gereklidir. Sonuç olarak besinlerle oluşan her istenmeyen reaksiyon besin alerjisi demek değildir. Bu nedenle hekimler birbirine genel olarak çok benzeyen bu farklı reaksiyonları birbirlerinden ayırt etmek durumundadırlar.
Tanım: Besinlerin bazıları vücuttaki bağışıklık sistemi tarafından tehlikeli düşman olarak algılanırsa, bağışıklık sistemi bu düşmanı (besini) ortadan kaldırmak, tehlikesiz hale getirmek için şiddetli ve abartılı tepkiler verir. Bu durum organizmamız için rahatsızlık vericidir. Bu reaksiyonda başta histamin olmak üzere çeşitli kimyasal maddeler ve değişik hücreler rol alırlar. Genellikle besin reaksiyonları besin alındıktan dakikalar-saatler içinde ortaya çıkar ve deri, sindirim ve solunum-dolaşım sistemi gibi değişik organlarda kendini gösterir. Bazen bu reaksiyonlar çok şiddetli ve hızlı olup vücudun birden fazla sisteminde belirti verebilirler. Hatta ölüme dek götürebilirler ki bu tip reaksiyonlara anafilaksi (alerjik şok)adı verilir.
Nedeni: Besinlere karşı alerjik reaksiyonların gelişmesinde genetik ve çevresel faktörler (örneğin bebeklerde erken ek gıdalara başlama gibi) rol oynar. Özellikle alerjik bünyeli bebekler ilk 4-6 ay içinde anne sütü dışında gıda ile beslendiklerinde alerji gelişme riski artmaktadır. Daha büyük yaşlarda ise bağışıklık sistemi bozuklukları ve kronik barsak infeksiyonları besin alerjisi gelişimi riskini arttırmaktadır.
Alerjik besinler: Her besinin alerjik reaksiyonlara neden olması mümkündür. Ancak alerjik besin reaksiyonlarının çoğundan sadece belli besinler sorumludur. Bunlar süt, yumurta, buğday, soya, kuruyemişler (fıstık, fındık, ceviz, badem, ayçekirdeği gibi), susam, mercimek, kiwi, balık ve kabuklu deniz hayvanlarıdır. Bu besinler tüm dünyada en sık alerjiye neden olan gıdalar ise de ülkelerin ve yörelerin beslenme alışkanlıklarına göre görülme sıklıklarında farklılıklar olmaktadır. Örneğin ABD de en sık alerjiye neden olan kuruyemiş yer fıstığı iken ülkemizde fındık ve cevizdir. Kaju tüketiminin artmasına paralele olarak son yıllarda kaju ve antep fıstığı alerjisinde artış yaşamaktadır. Besinler içindeki maddelerden alerjiye neden olanı protein yapısındaki moleküllerdir ve bunlar çoğunlukla ısıya dirençlidirler. Bir başka ifadeyle çiğ yendiğinde alerji yapan bu besinler, pişirildiklerinde alerjik özelliklerinde kaybolma olmaz ve alerji yapmaya devam ederler. Çocuklarda inek sütü, yumurta ve soya alerjilerinin çoğu yıllar içinde düzelir. Ancak yer fıstığı, fındık, ceviz, balık ve kabuklu deniz ürünleri alerjileri genellikle düzelmeme eğilimindedir. Bir hastada aynı anda birden fazla besine karşı alerji olabileceği gibi aynı zamanda hava yolu ile dağılan (polen veya akar gibi) maddelere karşı da alerji olabilir.
Belirtiler: Bir besine karşı alerji varsa besinin her alımı mutlaka belirtilere neden olur. Ancak reaksiyon her seferinde aynı veya daha az veya daha çok olabilir. Besin alerjisinde en sık etkilenen sistemler sindirim sistemi ve deridir. Ancak, bazen anafilaksi denilen ve birçok organ sisteminin birden devreye girdiği, tansiyon düşüklüğü, nefes darlığı gibi yaşamı tehdit eden tepkimelerin olduğu tehlikeli bir reaksiyona yol açabilir. Besin alerjileri sıklıkla besinin alınmasından sonra 1-2 saat içinde bazen de günler içinde belirtilere neden olur. Besin alerjisinde ses kısıklığı, hırıltı, öksürük, nefes darlığı, dil-dudak-göz kapağında şişme, kusma, karın ağrısı, ishal, kabızlık, kan basıncında düşme, fenalık hissi, bilinç kaybı, egzema, kaşıntı, kurdeşen ve kızarıklık gibi çok değişik yakınmalar görülebilir. Her seferinde bu belirtilerin tümünün görülmesi gerekmediği gibi sadece bir belirti veya herhangi bir kombinasyon görülebilir. Bazı besinler sadece yenildiklerinde belirtiye neden olurken bazılarında ise o besinin pişerken çıkardığı buhar/duman da alerjik reaksiyona neden olabilir.
Tanı: Besin alerjilerinin tanısı diğer alerjilere göre çok daha zor konmaktadır. Çünkü birçok besin alerjisinde kan ve deri testleri duyarlı olunan besini saptayabilirken kimi alerjilerde, farklı mekanizma söz konusu olduğundan, bu testler yardımcı olmazlar. Bu nedenle iyi bir hasta-doktor işbirliği çok gereklidir. Besin alerjisinden şüphelenen hasta veya ailesinin yenilen besinin içeriği, miktarı, belirtilerin ne kadar süre sonra ortaya çıktığı, ne kadar sürdüğü, daha önce benzer reaksiyonların olup olmadığı konusunda hekime ayrıntılı bilgi vermesi gerekir. Deri testleri ve kan testleri bebekler de dahil her yaş grubunda yapılabilir. Ancak bu testler tek başına tanı koydurucu değildir. Hekimler test sonuçlarının yanı sıra klinik bulgulara ve besin alımı ile reaksiyonun ortaya çıkışına bakarak bir yorum yapmaları gerekir. Besin alerjisinde şüphede kalındığında hastalara hekim gözetiminde şüphelenilen besinden giderek artan dozlarda yedirme işlemi (yükleme testi) yaptırılabilir. Bu yükleme/provokasyon işlemi sonunda beklenen belirtilerin ortaya çıkması tanıyı kesinleştirir. Yükleme testi besin alerjisi tanısında “altın standart yöntem” olarak kabul edilen en değerli yöntemdir ve hangi hastaya ne zaman yapılıp yapılmayacağı hekim kararını gerektirir. Besin alerji şüphesi olan bir çocuğa, alerji uzmanı tarafından değerlendirilinceye kadar, şüphelenilen besinler verilmemelidir, ama hekime mümkün olan en kısa sürede başvurulması gerekir. Besin alerjisi tanısı her zaman bir hekim tarafından konmalıdır. Ebeveynlerin bu tanıyı kendilerinin koyabileceklerini düşünmeleri ve buna bağlı olarak bir çok gıdayı hem kendi hem de çocuğun dietinden uzaklaştırdıkları ve beslenme bozukluğuna neden oldukları bilinmektedir. Bu durum yalnızca ülkemiz için değil dünyanın bir çok yerinde rapor edilmiştir.
Tedavi: Besin alerjilerinin kanıtlanmış bir tedavisi yoktur. Hastanın alerjik olduğu besinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Çok az miktarda alımlarda bile şiddetli reaksiyon olabileceğinden tam eliminasyon (mutlak kaçınma) uygulanması gerekir. Alerjik olunan besinin alımına izin veren herhangi bir ilaç mevcut değildir. Hasta ve ailesi besin alerjenleri ve bunlardan kaçınma konusunda eğitilmelidir. Hazır gıdalar alerjik olunan besinin proteinlerini içerebileceğinden, hazır gıdaların etiketleri her zaman büyük bir dikkatle okunmalıdır. Besin alerjisi olan bir çocuk da, hastanın yakın çevresi de durumdan haberdar edilmeli ve hatta gerektiğinde uygulamak üzere acil tedavi hakkında bilgilendirilmelidir. Lokanta örneğinde olduğu üzere ev dışında bir yemek yenecekse gıdayı hazırlayan kişiden ayrıntılı bilgi alınmalıdır. İnek sütü alerjisi olan bebek örneğinde olduğu üzere, temel bir besin diyetten çıkarılmış ise, beslenme bozukluğu gelişimini önlenmek için diyetin yeniden planlanması ve hastanın yakın izlemi gerekir.
Besin alerjisi varlığında o besinin mutlak dietten çıkarılması temel yaklaşım ise de bazı besinlerin işlenmiş formlarının hastalar tarafından tüketilebildikleri bilinir. Bu nedenle alerji uzmanının hastayı dğerlendirerek o besin için tüketim sınırlarını belirlemesi gerekir.
Uzun yıllardır, Dünya Sağlık Örgütünün önerileri doğrultusunda, yaşamın erken döneminde alerjik besinlerin bebeğe tükettirilmemsi şeklinde bir yaklaşım uygulanmışsa da bunun besin alerjilerinde artışa neden olduğuna yönelik önemli kanıtlara ulaşılmıştır. Son yıllarda alerjik besinlerden yaşamın ilk yıllarında kaçınma yerine erken dönemde diete eklenmesi yönünde bir eğilim oluşmaktadır. Bu sebeple gereksiz dietlerin ve kaçınmaların risksiz olmadığının hatırlanması gerekir.
Doğal Seyir: Besin alerjileri çocuklarda ve erişkinlerde düzelme eğilimi gösterir. Bu nedenle belli aralarla hekim gözetiminde yükleme testi yapılarak düzelip düzelmediği takip edilmelidir. Süt, yumurta, buğday ve soya alerjileri yıllar içinde çoğunlukla düzelir. Buna karşılık kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz hayvanları alerjilerinin düzelmesi beklenmez. Hastaya yükleme testinin ne zaman hangi koşullarda yapacağı çocuk alerji uzmanının değerlendirilmesine bırakılmalıdır.
Dikkat: Bu yazı Dr Bülent Şekerel tarafından hazırlanmış olup kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Dikkat: Burada çocukluk çağının bir alerjik hastalığı hakkında Dr.Bülent Şekerel tarafından size yardımcı olacağına inanılarak derlenmiş bazı bilgiler yer almaktadır. Bu nedenle bu bilgilerin, hekim olmayanlar tarafından tedavi amacıyla kullanılmamaları gerekir. Lütfen daha ayrıntılı bilgi için hekiminize başvurunuz.